23 Kasım 2009 Pazartesi

Teorik Çerçevesiyle Sağlık Ekonomisi ve Türkiye'ye İlişkin Genel bir Değerlendirme

Sağlık Ekonomisinin bir disiplin olarak gelişimi 1960'lı yılların sonrasına rastlamaktadır. Sağlık ekonomisinin ortaya çıkışı, alanı ve Türkiye'de sağlık ekonomisinin gelişimine ilişkin genel bir değerlendirme aşağıda sunulmaktadır.

Sağlık Ekonomisinin Alanı
Sağlık ekonomisi en genel anlamıyla ekonomi biliminin teori, kavram ve tekniklerinin sağlık alanına uyarlanması olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle sağlık ekonomisinin ortaya çıkışı ve çalışma alanlarına değinmeden önce ekonomi bilimi ile ilgili birkaç önemli noktaya değinmekte yarar bulunmaktadır. Ekonomi, temel olarak kaynakların kıtlığı ve bunun sonucunda her alanda kaynakların iyi kullanımı zorunluluğundan ortaya çıkmış bir bilim dalıdır. En genel bakış açısı ile ekonomi, insanların sınırsız ihtiyaçlarını tatmin etmek için kıt kaynakların kullanımını incelemektedir. Kaynakların kıtlığı hem bireysel kararlarda hem de toplumsal kararlarda birçok alternatif arasından seçim yapma zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. Bu seçim esnasında toplumsal öncelik alanlarının belirlenmesinde mal ve hizmetleri üretenlerle tüketenlerin davranışı önemli rol oynamaktadır. Ekonomi sadece mal ve hizmetlerin üretimi ile değil üretilen mal ve hizmetlerin nasıl dağıtıldığı ile de ilgilidir. Ekonomik teori, kavram ve teknikler bu süreci açıklamayı, hem mal ve hizmetleri üretenlerin hem de tüketenlerin değişik durumlara karşı gösterdikleri tepkiyi değerlendirmeyi, elde edilen veriler ışığında önceliklendirme kararlarında yol göstermeyi ve bu kararların olası sonuçlarını politika belirleyicilere sunmayı amaçlamaktadır.

Sağlık ekonomisi neden ayrı bir disiplin olarak gelişmiştir? Bu sorunun cevabı, genel olarak sağlığın bir kavram olarak kendine özgü özellikleri ve sağlık hizmeti sunanlarla hizmeti alanların davranışlarının diğer sektörlerde görülmeyen özellikleri ile yakından ilişkilidir. Tam rekabet koşullarının işleyebildiği piyasalarda mal ve/veya hizmeti sunanlarla satın alanların karşılaştığı ve iki tarafın da memnun olduğu noktada mal ve/veya hizmetin fiyatı belirlenir. Ancak bu etkileşimin gerçekleşebilmesi için olmazsa olmaz bazı şartlar bulunmaktadır. Sağlık sektöründe bu şartlar her zaman oluşmadığı için bu sürece müdahale etmek gerekmektedir. Aksi takdirde hem bireysel hem de toplumsal gereksinimleri en iyi şekilde kullanmak, öncelik kararlarını doğru vermek ve kaynakları en iyi şekilde kullanmak mümkün olmayacaktır. Sağlık hizmetlerinin bu özellikleri, risk ve belirsizlik dışsallıklar kamu malı olma özelliği pazara girişte kurallar ve ölçek ekonomisinin vevarlığı olarak özetlenebilir. Tüm bu özellikler içinde sağlığı diğer sektörlerin genelinden ayıran en önemli özellik arzın talep yaratabilmesi özelliğidir. Hekim ile hasta arasındaki ilişki çoğu sektörde benzeri olmayan bir şekilde işlemekte ve sağlık piyasasında arz kendi hizmeti için talep yaratabilmektedir. Bu durumun temel nedeni ise doktor ile hastası arasındaki bilgi asimetrisidir. Hastaların tıbbi bakımın etkililiği, kalitesi ya da tedavi almanın veya almamanın etkileri üzerindeki bilgilerinin sınırlı olması, sağlıkları ile ilgili tüm kararları doktora devretmeleri ile sonuçlanmaktadır. Bir başka ifade ile arz, talebin yerine kendi hizmetleri için karar verme yükümlülüğü ile karşı karşıya kalmaktadır (aracı-vekil ilişkisi).

Sağlık ekonomisinin ayrı bir disiplin olarak gelişmesinin arkasındaki en önemli nedenlerden biri de sağlık sektörünün her toplumda kaynaklar üzerindeki baskısının artması ve hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde kaynakların göz ardı edilemeyecek bir bölümünün bu sektörde kullanılmasıdır. Sağlık harcamalarındaki hızlı ve sürekli artış 1980'lerden sonra her toplumun önemli bir problemi olmuş, bu nedenle kaynakların kullanım alanlarının önceliklendiril-mesi ve bu kaynakların kullanım şekillerinin ve sonuçlarının analiz edilmesi önem kazanmıştır. Sağlık ekonomisi genel olarak, karar vericilere tercihlerini yaparken yol göstermeyi amaçlamakta ve kıt kaynakların kullanımının önceliklendiril-mesinde kanıta dayalı bilimsel veriler sunmayı hedeflemektedir. Bu çerçevede sağlık ekonomisinin temel alanları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
  • Sağlık hizmetlerinin sunumu için kullanılan kaynak miktarı: Yukarıda da belirtildiği üzere sağlık harcamaları her toplumda önemli boyutlara ulaşmış ve bu harcamaların miktarı, sağlık programları, sağlık kurumları ve nüfusun çeşitli kesimlerine dağılımı sağlık ekonomisinin en önemli uğraş alanlarından biri haline gelmiştir. Kaynakların kullanımı ile ilgili değerlendirmeler yapabilmek için öncelikli olarak bu kaynakların toplam miktarını ve sağlık hizmeti sunucuları ile fonksiyonları arasındaki dağılımını incelemek gereklidir.
  • Kaynakların verimli kullanımı: Sağlık için kullanılan kaynakların kaynak tahsisinde verimlilik ve teknik verimlilik açısından değerlendirilmesi, bu sektöre ayrılan kaynakların toplumsal faydayı maksimize edecek şekilde kullanılması açısından önemlidir.
  • Koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici hizmetlerin bireyler ve toplum üzerindeki etkisi: Sağlık için kullanılan kaynakların ve bu kaynakların yönlendiği hizmetlerin bireysel ve toplumsal sağlığın geliştirilmesi üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi bu alana girmektedir.
  • Sağlık hizmetleri arz ve talebinin analizi: Alternatif hizmet sunum ve finansman şekillerine arz ve talebin tepkisi ve bu tepkinin hem hizmetlerin sunumu hem de sağlık sonuçları üzerindeki etkisi sağlık ekonomisinin önemli alanlarından birini oluşturmaktadır.
  • Sağlık hizmetlerinin sunumu ve finansmanının eşitlik ve adalet açısından değerlendirilmesi: Bu kapsamda, hizmetlerin sunum ve finansmanında geliştirilen politikaların çeşitli nüfus gruplarının hizmete erişimi ve bu grupların sağlık göstergeleri üzerindeki etkisi ele alınır.
  • Ekonomik değerlendirme tekniklerinin kullanımı: Son yıllarda hızla gelişen bir alan olan ekonomik değerlendirme tekniklerinin kullanımındaki amaç, gelişen ve halen kullanılmakta olan sağlık teknolojilerinin fayda ve maliyetlerini değerlendirerek kıt kaynakları toplumsal faydanın en çok olacağı yere aktarmayı sağlamaktır.
  • Sağlığın ölçülmesi: Ekonomik değerlendirme tekniklerinin kullanımı ile de bağlantılı olarak, sağlık hizmetlerinin yarattığı bireysel ve toplumsal faydaların ölçülmesi sağlık ekonomisinin en güncel ve en karmaşık alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yukarıda sıralananlar sağlık ekonomisinin alanı ile ilgili genel bir çerçeve çizmektedir. Bu alanlar kendi içinde detaylandırılabilir. Disiplinin gelişmeye başladığı dönemden bu güne kadar yapılan çalışmalar ele alındığında, giderek karmaşıklaşan tekniklerin de kullanımı ile birlikte, sağlık ekonomisinin sağlık kaynaklarının kullanımı ile ilgili her alanda uygulamaları olduğu görülmektedir.

Sağlık Ekonomisinin Bir Disiplin Olarak Dünya'da Gelişimi
Dünyada sağlık ekonomisi literatürü kapsamında değerlendirilebilecek ilk çalışmalar 1931 yılında Amerikan Tıp Birliği tarafından kurulan Tıbbi Ekonomi Bürosu ile başlamaktadır. Bu büronun temel amacı, tıp profesyonellerini ekonomik açıdan ilgilendiren konular üzerinde çalışmak olarak belirlenmiştir. Bu kısıtlı çalışma alanı nedeniyle bugün anladığımızdan çok daha dar bir kapsamda ele almasına karşın sağlık ekonomisi ile ilgili ilk kavramların kullanıldığı dönem bu büronun faaliyetleri ile başlamaktadır. 1929-1936 yılları arasında da Milton Friedman sağlık alanında faaliyet gösteren çeşitli mesleklerin gelir eşitsizliklerini incelemiştir. Ancak gerçekte sağlık ekonomisinin gelişmeye başlaması Selma Mushkin'in 1958 yılında yazdığı ve sağlık ekonomisi alanını tanımlamaya çalıştığı makale ile başlamaktadır. Mushkin bu makalesinde hızlı gelişen tıbbi teknolojiye ve bunun getirdiği maliyet konusuna özellikle dikkat çekmiş ve sağlıkta piyasa, fiyat gibi konulara değinerek sağlık ekonomisi konusunu ilk kez sistematik olarak ele almıştır. Mushkin, 1962 yılında yazdığı bir başka makalede ise ilk kez sağlığı bir yatırım olarak gören görüşleri ortaya atmış ve bu çalışma daha sonra sağlık ekonomisinin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilen Grossman'ın 1972 yılında yayınladığı çalışmasına temel teşkil etmiştir. Ancak sağlık eko açısından dönüm noktası, 1963 yılında Kenneth Arrow tarafından yazılan makale olarak kabul edilmektedir. Arrow bu makalede, sağlık sektörünün en önem özelliklerinden biri olan belirsizlik konusunu incelemiş ve serbest piyasa ekonomisinin kurallarının sağlık sektöründe işlemeyiş nedenlerini tartışmıştır. Bu makaleden sonra 1980'li yıllara kadar ekonominin kavram ve tekniklerinin sağlık sektörüne uyarlanması konusu yoğun bir şekilde tartışılarak çok sayıda yayına konu olmuş ve sağlı ekonomisinin teorik çerçevesi şekillenmiştir. 1980'li yıllard sonra ise özellikle sağlığın ölçülmesi alanında sağlanan gelişmelerle ve QALY (yaşam kalitesine uyarlanmış yaşam yılı-quuality adjusted life years) ve DALY (maluliyete uyarlanmış yaşam yılı-disability adjusted life years) gibi karmaşık ve tartışmalı kavramların da gündeme gelmesi ile birlikte sağlık ekonomisinin hemen her alanı ile ilgili araştırmalarda ve yayınlarda büyük bir patlama yaşanmıştır.

Sağlık Ekonomisinin Türkiye'de Gelişimi
Dünyada sağlık ekonomisinin gelişiminin 1960'lı yılların başında başlamasına ve 1980'lere gelene kadar hem teorik hem de uygulama açısından çok önemli bir yol alınmasına karşın, Türkiye'de sağlık ekonomisi ile ilişkili kavramların ilk olarak gündeme girmeye başlaması 1989 yılında Price Waterhouse tarafından Devlet Planlama Teşkilatı için hazırlanan Master Plan Etüdü ile gerçekleşmiştir. Bu plan ile ilk kez sağlık hizmetlerinde verimlilik, kalite, hizmet sunumu ile finansmanının birbirinden ayrılması ve dahili piyasa gibi kavramlar gündeme gelmiştir. Bu plandan sonra sağlık hizmetlerinde reform, değişen ağırlıkta ve yoğunlukta olmak üzere sürekli Türkiye'nin gündeminde olmuştur. İlk olarak 1993 yılında Türkiye'nin en kapsamlı ilk sağlık politikası dokümanı yayınlanmış ve hizmet sunumu ile finansmanı birbirinden ayıran, tüm nüfusu genel sağlık sigortası ile güvence altına alan, hastanelerin dahili bir piyasada birbirleri ile rekabet edecek özerkliğe sahip olduğu, birinci basamakta aile hekimliğine dayalı bir reform paketi ayrıntılı olarak ele alınmıştır. 1996-1998 yılları arasında ilk kez kapsamlı sağlık harcamaları araştırmaları yapılmış ve sağlık hizmetlerine ayrılan kaynakların büyüklüğü ve bu kaynakların geldiği yere ve fonksiyonlara göre nasıl dağıldığı ortaya konmuştur. Bu çalışmalar, Türkiye'de sağlık harcamalarının ilk kez ayrıntılı olarak ele alınmasını sağlamış ve önemli bir ufuk kazandırmıştır. Yöntem ve dolayısıyla sonuçları açısından OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü-Organisation for Economic Co-operation and Development) ile karşılaştırılabilir çalışmalar ise 2000'li yıllarda bu çalışmaları izlemiştir.

Türkiye'de sağlık ekonomisinin gelişimine katkıda bulunan ve uluslararası karşılaştırılabilirliği olan iki önemli çalışma 2003 yılında tamamlanmıştır. Bunlardan birincisi OECD Sağlık Hesapları Sistemi ile uyumlu Ulusal Sağlık Hesapları Çalışması, ikincisi ise Ulusal Hastalık Yükü ve Maliyet Etkililik çalışmasıdır. Her iki çalışmanın sonuçları da, sağlıkta reform hareketinin yeniden ivme kazandığı ve önerilerin somut olarak hayata geçtiği bir dönemde, sağlık politikasını belirleyenlere önemli veriler sağlamıştır. Örneğin Ulusal Sağlık Hesapları Çalışması, Türkiye'nin sağlık için ayırdığı kaynakların, gelişmişlik düzeyi ile karşılaştırıldığında önceden bilinenden daha yüksek düzeylerde olduğuna, bu nedenle mevcut kaynakların daha etkili ve verimli kullanımının öncelikli politika olması gerektiğine işaret etmiştir.

Türkiye 2003 yılından itibaren Sağlıkta Dönüşüm olarak bilinen yeni bir döneme girmiştir. Daha önceki reform çabaları ile aynı temaları içermesine karşın bu dönemin en önemli özelliği uygulamaya yönelik olarak atılan somut adımlar olmuştur. Bu dönemde sağlık ekonomisi ile ilgili kavramların en yoğun tartışıldığı alanlardan biri ilaç harcamaları olmuştur. Yapılan reformlarla birlikte sağlık harcamaları, özellikle kamu sağlık harcamaları önemli ölçüde artmıştır. Genel olarak benimsenen kamu harcamalarını kısma politikası çerçevesinde öncelikli olarak ilaç politikalarında önemli değişiklikler yapılmıştır. İlacın fiyatlandırılması ve geri ödeme ilkelerinde yapılan değişiklikler sağlık ekonomisinin teori ve yöntemlerinin uygulanmaya çalışıldığı bir alan olarak ortaya çıkmıştır. 2008 yılının başından bu yana Sosyal Güvenlik Kurumu'nda ilacın geri ödenmesine yönelik olarak yapılan çalışmalar ise yeni ilaçların geri ödeme listesine alınmasında farmakoekonomik analizleri zorunlu kılma üzerine odaklanmıştır.

Sonuç
Görüldüğü üzere Türkiye'de sağlık ekonomisi dünyadaki gelişmelere paralel olarak gelişmemiş ve sağlık ekonomisi kavramlarının kullanımı yaklaşık 40 yıllık bir gecikme ile ülkemizin gündemine girmiştir. Gündeme girmiş olmakla birlikte, ülkemizin ve reform sürecinin gerekleri düşünüldüğünde, bu alandaki kapasitenin hem nicelik hem de nitelik olarak gerekli düzeye geldiğini ifade etmek henüz mümkün görünmemektedir. Oysa yürütülen ve yürütülmesi planlanan reformların başarısı için bu alandaki boşluğun bir an önce doldurulması zorunlu görünmektedir. Bu yapılırken unutulmaması gereken en önemli nokta, sağlık ekonomisinin veya alt bölümlerinin kendi başına istenen faydayı sağlayamayabilece-ğidir. Bu nedenle, sağlık ekonomisi veya alt başlıkları, en azından bunlar kadar gerekli olan diğer disiplinlere ilişkin bilgi donanımıyla desteklenmelidir. Ayrıca, sağlık ekonomisi yöntemlerini uygulamak için gerekli verileri toplamak ve kullanılması için gerekli şart ve ortamı sağlamak gerekmektedir. Türkiye'de son yıllarda Sağlık Bakanlığı'ndaki sağlık bilgi sistemi ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geliştirilen MEDULA Sistemi ile çok önemli gelişmeler elde edilmiştir. Bu gelişmelerin esas hedefine ulaşabilmesi için veri setlerinin, gerekli veri koruma şartlarına uyularak yaygın olarak kullanılabilmesi için gerekli ortam hazırlanmalıdır. Bu arada, mevcut şartlar ne olursa olsun, sağlık ekonomisinin karar verme/politika oluşturma amacıyla kullanılmaya başlanması, hem verinin nitelik ve niceliğini artırıcı bir rol oynayabilmekte hem de ülkede sağlık ekonomisi kapasitesinin gelişimini hızlandırmaya yardımcı olabilmektedir.

Kaynaklar
Arrow KJ. Uncertainty and the welfare economics of medical çare simerican Economic Revieıv 53(3):941-973, 1963.
Başkent Üniversitesi Ulusal Hastalık Yükü ve Maliyet Etkililik Çalışması, Sağlık Bakanlığı, Ankara, 2004. www.hm.saglik.gov.tr
Berman P., Tatar M. Türkiye Ulusal Sağlık Hesapları 1999-2000, Sağlık Bakanlığı, Ankara, 2004. www.hm.saglik.gov.tr
Devlet Planlama Teşkilatı, Sağlık Sektörü Master Planı Ankara, 1989.
Grossman M. On the concept of health capital and the demand for health Journal of Political Economy 80(2):223-255, 1972.
Lipsey, R. G., Steiner, P. O., Purvis, D. D. ve Courant, P. N., (1990), Economics, Harper and Row, New York. McGuire, A., Henderson, J. and Mooney, G. (1982) The economics of health care: an introductory text, Routldege and Kegan Paul: London.
Mushkin SJ. Toward a definition of health economics, Public Health Reports 73(9):785-93, 1958.
Mushkin SJ. Health as an investment Journal of Political Economy 70(5):129-157.
Rebelo LP. The origins and the evolution of health economics: a discipline by itself led by economists, practitioners orpolitics?
Universidade Católica Portuguesa, Faculty of Economics, Working Papers 16/2007.
Sağlık Bakanlığı Ulusal Sağlık Politikası Ankara, 1993. Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Harcamaları ve Finansmanı 1992-1997, Ankara, 1997. Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Harcamaları ve Finansmanı, 1997, Ankara, 2001a.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Harcamaları ve Finansmanı, 1998, Ankara, 2001b.

Prof. Dr. Mehtap Tatar
Sağlık Ekonomisi, sayı1, 2009

6 Kasım 2009 Cuma

H1N1 Pandemisi: Nasıl Hazır Olunur?


H1N1 PANDEMİSİ: NASIL HAZIR OLUNUR?

PANDEMIC H1N1: HOW TO PREPARE

14 Kasım 2009, Point Hotel, İstanbul

http://www.actus.com.tr/



TOPLANTI PROGRAMI:

10.00-10.30
Dr. H. Erdal Akalın

1. Oturum-Session 1
Başkan/Chairperson
Prof. Dr. Selim Badur
10.30-11.00 Güncel durum nedir?
What is the current situation?
Prof. Dr. Christophe Fraser
11.00-11.30 Virus ve tanı
The virus and diagnosis
Doç. Dr. Meral Akçay Çıblak
11.30-12.00 Türkiye’de durum nedir?
What is the situation in Turkey?
Prof. Dr. Levent Akın
12.00-12.30 Tartışma / Discussion

12.30-13.30 Öğle yemeği/Lunch

2. Oturum-Session 2
Başkan/Chairperson
Prof. Dr. Serhat Ünal
13.30-14.00 Sağlık çalışanları ve toplum için önlemler
Public and healthcare personal preparedness
Prof. Dr. Yeşim Çetinkaya Şardan
14.00-14.30 Antiviral ilaçlar: Ne kullanılabilir?
Antivirals: What is available?
Prof. Dr. Volkan Korten
14.30-15.00 “Tedavi ve aşı politikaları”
“Vaccine and treatment policies “
Prof. Dr. Christophe Fraser
15.00-15.30 Tartışma / Discussion

15.30 Kapanış / Closing


Başkan ve Konuşmacılar

Prof. Dr. Selim Badur
İstanbul Üniversitesi
İstanbul Tıp Fakültesi
Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
İstanbul
Prof. Dr. Serhat Ünal
Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi
İç Hastalıkları Anabilim Dalı
İnfeksiyon Hastalıkları Ünitesi
Ankara
Prof. Dr. Cristophe Fraser
Imperial College London
MRC Centre for Outbreak Analysis and Modelling Infectious Diseases Epidemiology
London, UK
Doç Dr. Meral Akçay Çıblak
İstanbul Üniversitesi
İstanbul Tıp Fakültesi
Grip Referans Laboratuvarı
İstanbul
Prof. Dr. Levent Akın
Havettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Ankara
Prof. Dr. Yeşim Çetinkaya Şardan
Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi
İç Hastalıkları Anabilim Dalı
İnfeksiyon Hastalıkları Ünitesi
Ankara
Prof. Dr. Volkan Korten
Marmara Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

16 Ağustos 2009 Pazar

ABD'de Sağlık Ekonomisi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) dünyada sağlığa en fazla harcama yapan ülkedir. ABD, Gayrı Safi Milli Hasılasının (GSMH) %16’sını sağlığa harcamaktadır (2005). ABD’nin toplam sağlık harcaması 2 trilyon ABD Doları (2005), kişi başına düşen sağlık harcaması 6.700 ABD Dolarıdır. ABD’nin kişi başına sağlık harcaması, OECD ülkeleri ortalamasının %140 üstündedir. Toplam ilaç harcamasında 200 milyar ABD Doları, kişi başına düşen ilaç harcamasında ise 680 ABD Dolarıyla birinci sırada yer almaktadır.

ABD, sağlık endüstrisinin de en önemli aktörüdür. Dünyanın önde gelen sağlık kurumları bu ülkede bulunmaktadır. Örneğin Houston’daki “Methodist” ve New York’daki “Sloane Kettering” kanser konusunda, “Cleveland Clinic” kalp rahatsızlıkları konusunda en tanınan hastanelerdir. Harvard Tıp Fakültesi, Johns Hopkins gibi tanınmış üniversiteler ABD’de bulunmaktadır. Dünyanın en büyük 10 ilaç firmasından 5’i ABD kökenlidir. İlaç sanayinde en fazla Ar-Ge çalışması ABD’de yürütülmektedir.

Dolayısıyla, ABD sağlık sanayinin gelişimine en fazla katkıyı sağlayan ülkelerin başında gelmektedir. Hal böyle olmakla beraber, ABD’nin sağlık sigorta sistemi Avrupa’daki ve Türkiye’deki sosyal dayanışma anlayışlı modelden farklıdır. Temeli liberal ekonomidir ve özel sağlık sigortasına dayalıdır. Bununla birlikte, 1965 yılından beri 65 yaşın üstündekiler ve sakatlar için “Medicare” ve özel sağlık sigortasına maddi gücü yetmeyenler için “Medicaid” adlı iki sosyal dayanışma programı başlatılmıştır. İlerleyen kısımlarda temel yönleri açıklanan Amerikan sistemi parçalı ve oldukça karmaşık bir sistemdir.
Deloitte

13 Ağustos 2009 Perşembe

Sağlıkta Maliyet / Etkililik Analizi

MALİYETLER

I. Sağlık hizmetlerinin organizasyonu işletme maliyetleri:
Sağlık personelinin zamanı ve ücretleri
Tıbbi ve diğer sarf malzemeleri (ilaç, yemek, temizlik, alet, malzeme, enerji, amortisman v.s.)

II.Hasta ve ailesinin sebep olduğu harcamalar
Hasta ailesinin ekonomik harcamaları
Kaybedilen işgücümaliyeti
Psikolojik maliyetler

III.Sağlık sektörüdışındaki kayıplar

ÇIKTILAR

I. Hastanın fiziki ve sosyal işlevlerindeki değişmeler

II.Kaynak kullanımında değişmeler (Parasal avantajlar)
Sağlık hizmetleri organizasyonu ve işletmesiyle ilgili olarak
-Asıl hastalık için
-Bu hastalığa bağlıdiğer hastalıklar için
Hasta ve ailesinin faaliyetlerine bağlıavantajlar
Harcamalarda tasarruf ve kayıp işgününden tasarruf

III.Hastanın ve ailesinin hayat kalitesindeki iyileşmeler (utility)

Sağlıkta Talep Tahmin Yöntemleri

1.Talebin geçmiş deneyimler yoluyla tahmin edilmesi

2.İhtiyacın tahmini yoluyla talebin tahmin edilmesi

3.Subjektif yöntem

4.Zaman serileri analizi ile talebin tahmin edilmesi

-Basit trend yöntemi
-Serbest çizim yöntemi
-Hareketli ortalamalar yöntemi
-Yarım ortalamalar yöntemi
-En küçük kareler yöntemi

5. Regresyon analizi

9 Ağustos 2009 Pazar

Farmakoekonomi

Farmakoekonomi, farmasötik bir ilacın değerini veya ilaç terapisini bir diğeriyle kıyaslayan bilimsel disiplindir. Sağlık ekonomisinin bir alt-disiplinidir. Bir farmakoekonomi çalışması, maliyeti değerlendirir(Parasal terimlerle ifade edilir), ve eczacılığa ait bir ürünü değerlendirir(Parasal bir değer, etkililik veya yaşam kalitesi artışıyla ifade edilir).

Farmakoekonomik değerlendirmeyi birkaç tipe ayırabiliriz: Minimizasyon analizi, maliyet-kar analizi, maliyet-etkililik analizi, maliyet-fayda analizi.

Farmakoekonomi çalışmaları, standartlaştırılmış ve bilimsel olarak somut biçimde, optimal sağlık kaynak tahsisine rehberlik eder.

Bir farmakoekonomik değerlendirmede önemli bir nokta analizin hangi perspektiften ele alınması gerektiğine karar vermektir (örneğin, kurumsal veya toplumsal).

Farmakoekonomi, ilaç kullanımı ile ilgili tasarruf yapmayı ya da maliyeti azaltmayı hedeflemez. Sağlık için harcanan kaynakların belirli bir değeri elde etmesini amaçlar.

COST: Tıbbi bakım ve tedavi için kullanılan tüm kaynakların maddi-manevi değeridir.

Bazı Terimler:
Maliyet Minimizasyonu Analizi
Maliyet/Fayda Analizi
Maliyet/Etkinlik Analizi
Maliyet Yararlanım Analizi
Maliyet
Doğrudan Maliyetler
Dolaylı Maliyetler
Soyut Maliyetler

Sağlık Teknolojileri Değerlendirme Yöntemleri

Sağlığa ilişkin olarak sunulan doktor, hastane, teknoloji ve ilaç gibi çeşitli hizmetlerin sonuçlarını ekonomik bir temelde değerlendirmeyi ve karşılaştırmayı amaçlar. Alternatif tedavi yöntemlerinin hem maliyetleri hem de sağlığa etkileri itibariyle karşılaştırmalı bir analizini içerir. Sağlık sözkonusu olduğunda maliyetleri sadece parasal açıdan ele almak mümkün değildir.

Maliyetleri üç optikten değerlendirmek gerekir:
•Doğrudan maliyetler: İlaç, doktor, hastane, teknolojik masraflar gibi.
•Dolaylı maliyetler: İşgücü kaybı, hastaneye/ doktora ulaşım maliyetleri, hastalık nedeniyle yapılamayan fikri ve fiziksel üretim.
•Ölçümlenmesi güç maliyetler: Hasta olmanın verdiği acı ve sıkıntı, moral kaybının yarattığı maliyetler.

26 Temmuz 2009 Pazar

Sağlık Ekonomisi Nedir?

Sağlık ekonomisi (Health economics), genel iktisat bilimi kurallarının sağlık sektörüne uygulanmasıyla ortaya çıkan uygulamalı bir alt daldır. İktisadi olarak sağlık ekonomisi, sağlık sektörüne ayrılan kaynakların en ekonomik (verimli, etkili, rasyonel) kullanılarak en yüksek düzeyde sağlık hizmeti üretmek ve bunu toplumu oluşturan sosyal gruplar ve fertler arasında en iyi şekilde bölüştürmek olarak tanımlanabilir. Kısaca sağlık ekonomisi eldeki kısıtlı kaynakların sağlık alanında en verimli şekilde kullanılması için yapılan çalışmalar olarak özetlenebilir.

Giderek artan yaşam süresi beklentisi, ilaca erişimin yaygınlaşması ihtiyacı, yeni ve gelişmiş tedavi yöntemlerinin maliyetlerindeki artış sağlık ekonomisinin karar alma süreçlerinde değerlendirilmeye alınmasını zorunlu kılmaktadır. Sağlık ekonomisi biliminin karar alma sürecinde daha etkin biçimde kullanılması şeffaflığı artıracaktır.

Sağlık Ekonomisinin Etkileri

Sağlık Ekonomisinin Etkileri
Sağlık ekonomisi dünyada giderek önem kazanmaktadır. Zira sağlığa yapılan harcamalarda önemli bir artış sözkonusudur. Sağlık harcamaları ABD GSMH’nın % 16’sına, İngiltere GSMH’nın % 8,3’üne, Fransa GSMH’nın % 11’ine ulaşmıştır.

Türkiye’de 2005 yılı itibariyle sağlık harcamaları GSMH’nın %7,6’sıdır. Genel itibariyle son yıllarda çoğu gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sağlık harcamalarındaki artış, milli gelir artışının üstündedir.

Dünyada sağlık harcamalarında OECD ülkeleri önemli bir yer tutmaktadır. OECD ülkeleri dünya nüfusunun %18’ini teşkil etmekteyken, 2004 yılında dünyadaki 4,1 trilyon ABD Doları tutarındaki toplam sağlık harcamasının %80’ini gerçekleştirmişlerdir.

Bu durumun başlıca nedeni dünya nüfusunun, özellikle de gelişmiş ülkelerde nüfusun giderek yaşlanmasıdır. Örneğin, OECD ülkelerinde 1990 yılında 60 yaş üstü nüfus toplam nüfusun %18’i iken, bu oranın 2030 yılında %30’lara ulaşacağı beklenmektedir. Türkiye’de ise bu oranın 2030’da %16’ya, 2050 yılında ise %23’e yükseleceği tahmin edilmektedir.

İkinci neden, tıp ve ilaç teknolojilerindeki ilerlemedir. Bugün çok sayıda hastalığa derman olabilecek ya da insan ömrünü uzatabilecek, yaşam kalitesini arttırabilecek gelişmeler yaşanmaktadır. Bunlar maliyet yaratmaktadır.

Üçüncü bir neden kalp, kanser gibi kronik kabul edilen hastalıklardaki artıştır. Kronik hastalıklar daha fazla harcama gerektirmektedirler.

Önümüzdeki yıllarda tüm bu trendlerin devam etmesi ve sağlık harcamalarının artması beklenmektedir. Sağlık ekonomisi, etkin ve akılcı kullanımını içerdiğinden önemi de artmaktadır.