28 Aralık 2010 Salı

Acil Sağlık Hizmetlerinin Dünü Bugünü Geleceği Sempozyumu

Acil Sağlık Hizmetlerinin Dünü Bugünü Geleceği Sempozyumu 10 -12 Şubat 2011 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek.
T.C. Sağlık Bakanlığı’nın işbirliği ve katkıları, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün İşbirliği ve Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi sekreteryasının organizasyonu üstlendiği bu sempozyumda geniş yelpazedeki konular, konunun uzmanları ile tartışılacak. Üç gün sürecek oturumlarda ağırlıklı olarak acil servislerin organizasyonu, personel eğitimi ve dönüşüm sürecinin acil sağlık hizmetlerine etkisi incelenecek.
Bilimsel Program Konu Başlıkları
• Acil sağlık hizmetleri dönüşümünün kurumlara yansıması
• Hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinin dünü ve bugünü
• Acil servislerin dünü ve bugünü
• İdeal acil servis tasarımı
• Acil tıp uzmanlık eğitiminde standardizasyon
• Acil tıp eğitiminde yeni mevzuat
• Acil tıp ve haklar
• Zorunlu meslek sigortası ve malpraktis yasaları
• Resüsitasyon kılavuzları ve son değişiklikler
• Resüsitasyon etiği ve yasalar
• Acil serviste görüntüleme yöntemleri ve zorluklar
• Toksikoloji eğitimi ve Acil Tıp
• Organ/ doku nakli ve Acil Tıp
• Adli vakalara multi disipliner yaklaşım ilkeleri
• Zor vakalar
• Disiplinler arası yaklaşım ilkeleri
• 112 Acil sağlık hizmetlerinde kalite göstergeleri
• Ambulans trafiği ve sigorta hizmetleri
• 112 Acil ulaşım araçlarında çeşitlilik ve gelişmeler
• Afet tıbbı
• Serbest kürsü: Uzmanlık eğitiminde sorunlar
Erken başvuru indirimli ücret: 320 TL (10 Ocak 2011 tarihine kadar kayıt yaptıranlar için geçerlidir.)
Kısmi katılımcı (günübirlik): 160 TL (günlük)

11 Ekim 2010 Pazartesi

3. Sağlık Kurultayı

Sağlık Bakanlığı ile Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği (SAYED) işbirliği ile düzenlenen “3. Ulusal Sağlık Kurultayı” 20-24 Ekim 2010 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirilecek.

Kurultay Konuları:
 Hastane Birlikleri Tasarısının değerlendirilmesi
 Kamu ihale mevzuatı ve uygulama sorunları ile ilgili konular
 Yeni yataklı tedavi kurumları işletme yönetmeliğinin değerlendirilmesi
 Yeni Hemşirelik kanunu ile ilgili görüşler ve uygulama problemleri ve ebelerin durumunun değerlendirilmesi.
 Sağlık Hukuku ile ilgili sorunları
 Ek Ödeme ve Döner Sermaye Uygulamaları
 Tam Gün Yasası Uygulamalarında İlk Değerlendirmeler
 2010 SUT ile ilgili Değerlendirme ve Öneriler
 Özel Sağlık Kuruluşlarının Dünü Bugünü ve Geleceği
 Tıbbi Tedarikçilerin sorunları
 Üniversite Hastanelerinin Sorunları ve Tam gün Yasasına Bakış.
 Sağlık kuruluşlarında İdari ve Mali Yönetim uygulama ve sorunların tartışılması.
 Özel sağlık sigortası ve mesleki sorumluluk sigortası,
 Sağlık hizmetlerinde uluslar arası ilişkiler ve rekabet şartlarının değerlendirilmesi.

1. Sosyal Güvenlik Uygulamaları Değerlendirme Paneli

1 inci Sosyal Güvenlik Uygulamaları Değerlendirme Paneli düzenlenmiştir. Sağlık Bakanlığından konuyla ilgili olarak yapılan açıklama şu şekilde:

Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sosyal Güvenlik Uygulamaları Değerlendirme Daire Başkanlığınca Bakanlığımız, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve sağlık hizmet sunucuları yetkililerinin katılımıyla birinci Sosyal Güvenlik Uygulamaları Değerlendirme Paneli Ankara Hekim Evinde düzenlenmiştir. Mevcut ödeme modellerinin değerlendirildiği panelde günümüz uygulamalarında yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerilerinin yanı sıra gelecekte yapılması gerekli görülen değişim önerileri tartışılmıştır.

6 Ekim 2010 Çarşamba

Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliği

Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliği, 6 Ekim 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmelik, insan sağlığını koruyucu, tedavi edici etkileri olan ve geleneksel kullanıma sahip tıbbi bitkilerden hazırlanan bitkisel tıbbi ürünlerin ve bitkisel preparatların ruhsatlarını vermek, etkililik, güvenlilik ve kalitesi ile ilgili uyulması gereken usul ve esasları belirleme amacını taşımakta.

Yönetmelik kapsam olarak, insan sağlığını koruyucu ve tedavi edici etkileri olan ve geleneksel bitkisel tıbbi ürünlerin endüstriyel olarak üretilmesi veya ithal edilmesi ile ilgili başvuruların değerlendirilmesi, gerekli ruhsatların verilmesi ile bunlar için ruhsat başvurusunda bulunan ve/veya ruhsat verilmiş olan gerçek ve tüzel kişileri kapsamakta.

Vitamin ve minerallerin bitkisel etkin muhteviyata yardımcı olmaları nedeniyle, bitkisel tıbbi ürünlerin bileşiminde yer alan ve iddia edilen belirli endikasyona uyumlu vitamin ve mineral katkılı bitkisel tıbbi ürünler bu Yönetmelik kapsamında değerlendirilmekte.

Takviye edici gıdalar ve bitkisel içerikli kozmetik ürünler bu Yönetmelik kapsamı dışında tutulmuştur. Ancak bu ürünlerin endikasyon bildirerek piyasaya arzı, tanıtımının yapıldığının tespiti hâlinde bu Yönetmeliğin idari yaptırım ile ilgili hükümleri bu ürünler hakkında da uygulanacağı belirtilmektedir.

Ruhsat başvuruları, İyi İmalat Uygulamaları (GMP) koşullarını sağlayan üretim yerlerinde üretilmek şartıyla Türkiye sınırları dâhilinde yerleşik bulunan gerçek veya tüzel kişiler tarafından Yönetmelikte belirtilen bilgi ve belgeler ile her bir farmasötik dozaj formu için ayrı bir dosya hazırlanarak, Ortak Teknik Doküman (OTD) formatında yapılacaktır.

27 Ağustos 2010 Cuma

Pakistan’a Gönüllü Personel Desteği

Sağlık Bakanlığı, Pakistanda yaşanan sel felaketi nedeniyle başta uzman hekim ve hekim olmak üzere personel görevlendirileceğini duyurdu.

Yapılan açıklamada, “Pakistan’da yaşanan sel felaketi nedeniyle ülkemizce sunulacak sağlık hizmetleri kapsamında ve gerektiğinde karşılaşılabilecek diğer acil durum ve afetlerde görevlendirilmek üzere başta uzman hekim ve hekim olmak üzere görevlendirilmek isteyen diğer sağlık personeli için başvuru formu hazırlanmıştır” denildi.

Başvuruda bulunacak personelin başvuru formunu doldurduktan sonra asodb@saglik.gov.tr adresine göndermeleri gerekmektir.

20 Ağustos 2010 Cuma

Karşılıksız kaynak aktarımı

Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan duyuruda;

2005 yılında başlatılan aile hekimliği uygulamasının 2010 yılında tüm ülke genelinde uygulanmaya başlanacak olup, aile hekimliği uygulanmasına geçilen illerde İl Sağlık Müdürlüklerinin daha kaliteli ve verimli sağlık hizmeti sunabilmeleri hedeflendiği belirtilmekte.

"Bundan dolayı, 209 sayılı “Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları İle Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun”un 07.03.2006 tarih ve 5471 sayılı Kanunla değişik 5 inci maddesinin 7 ncı fıkrasında “Döner Sermayeli İşletmelerin mali imkânı elverişli olanlarından, mali durumu yetersiz olanlara karşılıksız veya borç olarak kaynak aktarmaya Sağlık Bakanı yetkilidir.” hükmüne istinaden ilgide kayıtlı Makam Onayı ile Bakanlığımıza bağlı Ağız ve Diş Merkezleri ve Diş Hastanelerinin aylık gayrisafi hâsılattan aylık tahsil edilen tutarın yüzde 10’unu (%10) aile hekimliği uygulamasına geçilen illerde, her ay düzenli olarak İl Sağlık Müdürlüğü ihtiyaçlarında kullanılmak üzere karşılıksız kaynak aktarımı kapsamında aktarılması uygun görülmüş olup adı geçen aktarımların Ağustos ayından itibaren her ayın 15’ine kadar gerçekleştirilmesi hususunda bilgilerinizi ve gereğini önemle rica ederim."

ÖRNEK AÇIKLAMA

"Aile hekimliğinin uygulandığı illerde Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri/Hastaneleri, Temmuz ayında gerçekleştirmiş olduğu tahsilâtın %10’ unu Ağustos ayının 15’ ine kadar İl Sağlık Müdürlüğüne aktaracaktır. Örneğin Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi/Hastanesi Temmuz ayında 500.000 TL tahsilât gerçekleştirmişse, gerçekleştirdiği tahsilâtın %10’u olan 50.000 TL’yi Ağustos ayının 15’ine kadar İl Sağlık Müdürlüğüne aktaracaktır."

Karşılıksız Kaynak aktarma işlemi, Genelge doğrultusunda her ay düzenli olarak gerçekleştirilecek.

17 Ağustos 2010 Salı

Döner Sermaye Sabit Ödemesi (DSSÖ) Açıklaması

Sağlık Bakanlığı, Döner Sermaye Sabit Ödemesi (DSSÖ) uygulamasında ortaya çıkması muhtemel sıkıntıları bertaraf etmek ve uygulama birliğini sağlamak açısından aşağıdaki açıklamaların yapılmasını gerekli görmüştür;

“1- Performansa dayalı ek ödemeyi düzenleyen 12/05/2006 tarihli ve 26166 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Sağlık Bakanlığı'na Bağlı Sağlık Kurum Ve Kuruluşlarında Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik”te görevlendirme şekillerine göre ek ödeme hesaplama usul ve esasları belirtilmektedir.

Hizmet içi eğitim, kongre, seminer, kurs, insani ve teknik yardım amacıyla yurt dışına görevlendirme, Bakanlık Merkez teşkilatına geçici görevlendirme gibi görevlendirmelerde personele kadrosunun bulunduğu kurum veya kuruluş tarafından, Bakanlığımız kurumları arası görevlendirmelerde personele geçici görevli olarak fiilen görev yaptığı kurum tarafından, bir ek ödeme dönemi içerisinde birden fazla kurumda görev yapılması halinde ise görev yapılan her bir kurum tarafından performansa dayalı ek ödeme yapılmaktadır.

Bakanlık merkez teşkilatından taşra kurum veya kuruluşlarına geçici görevlendirmelerde ise performansa dayalı ek ödeme görevlendirme biçimine göre yapılmaktadır.

a) Hizmet içi eğitim, kongre, seminer, kurs, insani ve teknik yardım amacıyla yurt dışına görevlendirme, Bakanlık Merkez teşkilatına geçici görevlendirme gibi görevlendirmelerde personele performansa dayalı ek ödeme kadrosunun bulunduğu kurum tarafından yapılmaktadır. Bu şekilde görevlendirilen personelin Döner Sermaye Sabit Ödemesinin (DSSÖ) ve mahsuplaşma işleminin kadrosunun bulunduğu kurum tarafından yapılması gerekmektedir.

b) Bakanlığımız kurumları arasındaki geçici görevlendirmelerde personele geçici görevli olduğu kurum tarafından performansa dayalı ek ödeme yapılmaktadır. Ayın tamamını kapsayan Bakanlığımız kurumları arasındaki geçici görevlendirmelerde personele ilgili aya ilişkin Döner Sermaye Sabit Ödemesinin ve mahsuplaşma işleminin geçici görevli olduğu kurum tarafından yapılması gerekmektedir.”

Açıklamanın tamamı

1 Temmuz 2010 Perşembe

Sağlık Bakanlığı’ndan, Yeşilkart reçetelerinde karekod uygulamasına dair genelge

Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünler ve Etiketleme Yönetmeliğinde 30.09.2009 tarihinde yapılan değişiklik ile 01.01.2010 tarihi itibariyle üretilen / ithal edilen tüm ürünlerin (Yönetmelikte belirlenmiş istisnalar hariç) dış ambalajı üzerine hem izleme hem de geri ödeme amacıyla kullanılacak karekod konulması zorunluluğu getirilmiştir.

Yapılan açıklamada, “ ‘İlaç Takip Sisteminin Uygulanması’ ile ilgili Bakanlığımızın 31.12.2009 tarih ve 89362 sayılı (2009/84) sayılı Genelgesi ile de, karekodlu ilaçların Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan İlaç Takip Sistemine ilaç firmaları tarafından kaydedilmesi, eczaneler tarafından satış bildirimlerinin yapılması ve geri ödeme kurumları tarafından sistem üzerinden kontrol edilmesi gerektiği duyurulmuştur.

Karekod uygulaması ile ilgili olarak Yeşil Kart reçete inceleme birimlerinde oluşan tereddütleri gidermek amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Serbest eczanelerden İl Sağlık Müdürlükleri/Sağlık Grup Başkanlıklarına ulaşan;

1- Ocak ve Şubat aylarına ait reçetelere hem karekodlu hem de karekodsuz olarak işlem yapılacaktır. Yani karekod üzerinden elektronik satış yapılan ürünlerde onay sistemden alındığı için herhangi bir ambalaj kesme işlemi olmayacak, karekod ile satış yapılmayan ürünlerde eski şekliyle dış ambalajında bulunan fiyat kupürü ve barkodunun kesilerek reçeteye eklenmesi suretiyle ödenecektir.

2- Mart ve Nisan ayları ile 16 Mayısa kadar olan reçetelerde, sadece kesilerek reçetelere eklenen ürünlerin (karekodlu veya karekodsuz kupür) ödemesi yapılacaktır.

3- 16 Mayıs 2010 ve sonrasındaki reçetelere de hem karekodlu hem de karekodsuz olarak işlem yapılacaktır. Yani karekod üzerinden elektronik satış yapılan ürünlerde onay sistemden alındığı için herhangi bir ambalaj kesme işlemi olmayacak, karekod ile satış yapılmayan ürünlerde eski şekliyle dış ambalajında bulunan fiyat kupürü ve barkodunun kesilerek reçeteye eklenmesi suretiyle ödenecektir.” dendi.

19 Haziran 2010 Cumartesi

Sağlık Hizmeti Sunumunda Kalite İyileştirme, Hasta Güvenliği ve Performans Değerlendirme

Sağlık Hizmetinde Ana Amaçlar
• Herkese gerekli ve uygun hizmeti sunmak,
• İsrafı elimine etmek ve gerekli hizmeti daha etkin sunmak
• Kalite düzeyini iyileştirmek ve klinik uygulamalardaki farklılıkları (variation) azaltmak
R Brook, Clin Perform & Quality Health Care 1996 

Sağlık hizmetlerinde sorunlar
• Hızla yükselen maliyet
• Standart-altı sağlık hizmeti sunumu
• Sağlık güvencesi olmayanlar

Amerika Birleşik Devletleri Sağlık Harcamaları- 2007
• Toplam sağlık harcaması 2,3 Trilyon $
• Kişi başına sağlık harcaması 7,600 $
• Sağlık harcamaları GDP’ın %16’sı 

Türkiye Sağlık Harcamaları- 2004
• Toplam sağlık harcamaları 23 Milyar $
• Kişi başına sağlık harcaması 321 $
• Sağlık harcamaları GDP’ın %5’i (23/430)
Tuik- web sitesi 

Türkiye Sağlık Harcamaları-2008 Tahmini
• Toplam Sağlık Harcamaları 30 milyar $
• Kişi başına sağlık harcaması 428 $
• Sağlık harcamaları GDP’ın %4.6 veya %5’i (30/600 veya 650) 

Standart-altı sağlık hizmeti sunumu
• RAND grubunun yayınladığı çalışma, uzmanlarca geliştirilen 439 kalite indikatörüne göre yapılan analizde
hastaların ancak %54.9’unun önerilen sağlık hizmetini aldığını ortaya koymuştur.
• Bu sağlık hizmetleri koruyucu, akut ve kronik bakım süreçlerinin hepsini içermektedir.
McGlynn, Asch, Adamas, et al. The quality of health care delivered adults in The United States. N Engl J Med 2003; 348:2635-45.

• Hasta güvenliği ihlalleri ABD’de yılda 100,000 den fazla hastanın ölümüne neden olmaktadır (Gurwitz et al.,
2000, 2003; IOM, 2000)
• Ortalama olarak, önerilen tedaviyi alan hasta oranı %55 olarak bulunmaktadır (McGlynn et al., 2003).
• Sağlık harcamalarının yüksek olduğu bölgelerle, düşük olan bölgeler arasında verilen hizmetin kalitesi ve hasta güvenliği yönlerinden hiç bir fark bulunmamıştır (Fisher et al., 2003, 2004).
The Rising Tide of Pay for Performance, National Committee for
Quality Health Care, 2006
 

Sağlık güvencesi olmayanlar
• ABD – 2003 yılında 43.6 kişinin sağlık sigortası bulunmuyor.
• Türkiye’de 13.5 – 18.0 milyon kişinin yeşil kartı olduğu tahmin ediliyor.
• Sigortasız kişilerin;
– Daha az sağlık hizmeti aldıkları,
– Daha geç sağlık hizmetine başvurdukları,
– Sağlık durumlarının daha kötü olduğu,
– Günlük yaşantılarında daha az etkili/verimli oldukları,
– Sigortalı olanlara göre mortalite risklerinin %25 daha yüksek olduğu saptanmıştır.
Building a better health care system, Specifications for reform.
National Coalition on Health Care, 2004.
 

SORULAR
-Sağlık hizmetini nasıl sunuyoruz?
-Sağlık hizmetini objektif olarak nasıl değerlendiriyoruz (ölçüyoruz)?
-Sağlık hizmetini nasıl iyileştirebiliriz?
R Brook, Clin Perform & Quality Health Care 1996

Tamamı
Prof. Dr. H. Erdal Akalın

18 Mayıs 2010 Salı

Yoğun Bakımda Kalite Göstergeleri

Prof. Dr. H. Erdal Akalın

Yoğun Bakım Ünitelerinde Sağlık Hizmeti

• ABD’de her yıl yaklaşık 5 milyon hasta yoğun bakım ünitelerinde tedavi görmektedir.
• Yoğun bakım ünitelerinde tedavi gören hastalarda mortalite %20 (%12-%30) olarak bildirilmiştir.
• Tüm sağlık harcamalarının %10 ila %25 i yoğun bakım üniteleri için yapılmaktadır.
• Yoğun bakım ünitelerinde yapılan harcamalar tüm hastane harcamalarının %25 ila %40 arasındadır.
• ABD’de “Gross National Product”ın %1nin, UK’da ise %0.05 nin yoğun bakım hizmetleri için harcandığı bildirilmiştir.
Gunning & Rowan, BMJ, 1999
Cooper et al., Medical Care 1999
Young & Birkmeyer, Effective Clinical Practice, ACPonline.org, 2000
The Quality Indicator, August 2001
 
Yoğun Bakım Ünitelerinde Sağlık Hizmeti

DEVAMI

21 Nisan 2010 Çarşamba

Farmakoloji nedir?

Farmakoloji, ilaç etki çalışmasıdır. Özellikle, normal biyokimyasal işlevini değiştiren canlı bir organizma ve dışsal kimyasalların arasında meydana gelen etkileşimlerin çalışmasıdır. Eğer maddelerin tıbbi özellikleri varsa, ecza ürünleri olarak düşünülür. Alan, ilaç düzenlemesi ve özellikler, etkileşimler, toksikoloji, terapi, ve tıbbi uygulamalar ve antipatojenik yeteneklerini sarmalar. Farmakoloji, bir mesleği tanımlamakta kullanılan eczacılıkla eşanlamlı değildir. Farmakoloji, ilaçların, biyolojik sistemlerin içinde işlevi etkilemek için birbiriyle nasıl etkileştiğiyle ilgilenir. İlaç çalışmaları, ilaçlara vücudun tepkileri çalışmaları,ilaçların kaynakları, doğaları ve özellikleri farmakoloji içine girmektedir. Aksine eczacılık, ilaçların güvenli ve etkili kullanımıyla ilgilenen tıbbi bir bilimdir.

İnformasyon Teknolojisi, Hasta Güvenliği ve Kalite İyileştirme

Hasta Güvenliği: Böyle bir SORUN var mı?

Tanımlar
Hasta güvenliği: Sağlık hizmetine bağlı hataların önlenmesi ve sağlık hizmetine bağlı hataların neden olduğu hasta hasarlarının eliminasyonu veya azaltılması (the prevention of healthcare errors, and the elimination or mitigation of patient injury by healthcare errors)
Sağlık hizmetine bağlı hata (tıbbi hata): Hastaya sunulan sağlık hizmeti sırasında kasıtsız bir aksamanın neden olduğu beklenilmeyen sonuç (an unintended healthcare outcome caused by a defect in the delivery of care to a patient)
National Patient Safety Foundation, July 2003, www.npsf.org/

Uluslararası durum
“Commonwealth Fund International Survey”
Tıbbi Hata Yapıldığına İnananlar
• Amerika Birleşik Devletleri %34
• Kanada %30
• Avustralya %27
• Yeni Zelanda %25
• Almanya %23
• Birleşik Krallık (UK) %22
C Schoen, Taking the pulse of health care systems: Experiences of patients with health problems in six countries, Health Affairs 2005.

Hasta Güvenliği Önemli mi?
Hekimler:
• Çok önemli %81.7
• Önemli %16.7
• Önemsiz %1.6
Hemşireler:
• Çok önemli %95.2
• Önemli %3.7
• Önemsiz %1.1
VanGeest and Cummins, An educational needs assessment for improving patient safety, National Patient Safety Foundation, White Paper Report 3, 2003.
 
Hasta Güvenliği İhlalleri/Tıbbi Hataların Sonuçları
• Mortalite ve morbidite
• Yatış süresinde uzama
• Hasta ve hasta yakınlarına verdiği rahatsızlık (en hafif tanımı ile)
• Hukuksal sorunlar
Pronovost et al. Defining and measuring patient safety. Crit Care Clin 2005; 21:1-19.
 
• Sağlık Hizmeti Sunan Kurumların, bugün ana amaçları hasta güvenliğini arttırmak ve tıbbi hata görülme sıklığını azaltmaktır.
• İnformasyon teknolojisinin kullanımına olan büyük ilginin belki de en önemli nedenlerinden birisi, bu teknolojinin hasta güvenliğini iyileştirmede ve tıbbi hataları azaltmada önemli bir rolü olabileceği öngörüsüdür.
 
Kalite İyileştirme ve Hasta Güvenliği Konularında IT Uygulamaları: Amaç
• Hata ve yan etkileri önleme
• Bir yan etki ortaya çıkmasından sonra hızla cevap vermeyi sağlama
• Yan etki izleme ve geri bildirme
Bates and Gawande: Improving safety with information technology, NEJM 2003
 
Sağlık Hizmetlerinde İnformasyon Teknolojisi Sistemleri
• Elektronik hasta kayıtları/Klinik informasyon sistemleri (EHR, EMR, CPR)
• Bilgisayarlı hekim istem girişi (CPOE)
• “Bar Coded” ilaç yönetim sistemleri
• Görüntüleme sistemleri (PACS, RIS)
• Karar destek sistemleri (POCDS)
– İlaç etkileşimleri ve allerji
– Rehberler
– Standart test setleri (istem, laboratuvar, radyoloji, vb)
– Veri tabanları ve referanslar
• Paylaşılabilen klinik informasyon sistemleri
• Web-bazlı uygulamalar
• Teletıp
 
Kalite İyileştirme ve Hasta Güvenliği
IT Uygulamaları-Temel İlkeler
İzleme
Karar destek
Yan etki saptama
İletişimi iyileştirme
Bilgiye ulaşımı kolaylaştırma
Andrew Karson, Information technology for quality improvement and patient safety, SHM 2005
 
IT ve Hasta Güvenliği
Genel Yaklaşımlar
• İnformasyona/bilgiye ulaşım
– EMR/EHR:
• Klinik karar verme, klinik kaynak kullanımı ve klinik sonuçlarda belirgin iyileşme
• Maliyette azalma
• Klinik karar destek
– Uyarı ve hatırlatmalar
– İlaç reçeteleme
– Uygun ilaç seçimi ve izleme
– Yan etki saptama
– Popülasyon sürveyansı ve izlemesi
 
IT Uygulamaları
• Hasta tıbbi bilgi sistemleri
– EMR/EHR
• “Interoperable” klinik bilgi işlem sistemleri
– Değişik lokasyonlarda, tüm veri tabanlarını birleştirebilen bilgi işlem ağı
• Karar destek sistemleri
– Hasta güvenliği ve klinik akış için destek
– Tanı ve tedavi rehberlerine uyum
– Formüler, istem ve refere etme rehberleri
– Uyarı mesajları- ilaç monografları, uygun tedavi önerileri, uygun laboratuvar testi seçme uyarıları
 
IT ve Hasta Güvenliği: Yapılanlar
• Hastanede uygulanan yöntemler
– Bilgisayarlı hekim istem girişi (CPOE)
– Hasta güvenliği indikatörlerinin izlenmesi
• İnfeksiyon sürveyansı
• Yan etki izleme programları
• Anormal laboratuvar sonuçlarının öncelikle bildirilmesi
• Ayaktan tedavide uygulanan yöntemler
– Elektronik tıbbi kayıt (dosya)
 
Hata ve Yan Etki Önleme: Uygulamalar
• Dublike istemleri belirleme
• Tedavi uyarıları ve değiştirme önerileri
• Belirlenmiş istem formları (preop, postop, belli hastalıklar için)
• İlaç ailesi taramaları
– İlaç-ilaç etkileşimleri
– İlaç-allerji sorgulamaları
– İlaç-indikasyon sorgulamaları
– İlaç-laboratuvar testi sorgulamaları
Andrew Karson, Information technology for quality improvement and patient safety, SHM 2005
devamı
Prof. Dr. H. Erdal Akalın

8 Nisan 2010 Perşembe

ABD'de Sağlık Reformu ve Lobi Kuruluşları

ABD’de sağlık reformu paketinin hazırlanması sırasında, analistlerin söylediğine göre 1 yıldan fazla süren bu mücadeleyi iyi yöneten lobiciler, en çok kazananlar oldular.
1750 civarında işletme ve kuruluş, sağlık reformundaki pozisyonları ve diğer hukuki konularla ilgili olarak yaptıkları lobi faaliyetlerin 1.2 milyar $ harcadılar (Center for Public Integrity –CPI- ’nin çalışmasına göre).
Lobicilerin harcadıkları tutarı tam olarak bilmek mümkün değildir çünkü harcamalarını ayrıntılı olarak ortaya koymaları istenmemiştir. Ancak CPI’lı araştırmacılar, lobilerin sağlığa giden harcamalarının % 10 olması durumunda 120 milyon gibi 1 yılda bir konuya harcanan rekor miktarın söz konusu olacağını belirtmektedirler.
K Street’teki en büyük lobi kuruluşu olan Patton Boggs, sağlık konularında diğer firmalara göre daha fazla müşteriyi temsil etti (CPI’ye göre 53). Firma, Bristol-Myers Squibb’in de dahil olduğu müşterilerinden sağlık ve diğer konularda lobi faaliyeti için 7.68 milyon $ aldı.
Kayıtlı konuşmayı kabul eden tek lobici, bir Foley Hoag ortağı. CPI’nin dediğine göre, sağlık firmaları arasında çoğunluğu (32 firma) ilaç firmaları oluturmakta. Bunların arasında Pfizer, Eli Lilly, Merck ve Amgen de bulunmakta.Yine aynı rapora göre müşteriler, sağlıkla ve diğer konularla ilgili olarak 4.064.500 $ harcadılar.
Washington’da avukat ve lobi uzmanı olan Ken Gross, sağlık reformu için harcanan söz konusu miktarın daha önce görülmemiş düzeyde olduğunu düşünüyor.
“First of all, [the debate] went on for so long,” Gross told CPI. “Second of all, it was high-stakes poker. It stands to reason that it would be a record-breaker.”
Gross’a göre, "Her şeyden önce, [bu tartışma] çok uzun sürdü "İkincisi, yüksek bahisli poker oyunu oldu. Bu nedenle bunun yeni bir rekor olması kuvvetle muhtemeldir”

3 Nisan 2010
Emily P. Walker, MedPage Today Washington Muhabiri
http://www.kevinmd.com/

6 Nisan 2010 Salı

Sürdürülebilir Bir Sağlık Sistemi: Sorunlar ve Çözümler

Sağlık Hizmetleri
Kronik Bakım/Hastalıkla Yaşama - Akut Bakım/İyileşme - Paliatif Bakım/Yaşam Sonu Sorunlarla Başetme - Koruyucu Bakım/Sağlıklı Kalma

Değişen İhtiyaçlar ve Sorunlar
1900-1950 İnfeksiyon hastalıkları
1950-2000 Episodik sağlık sunumu (Türkiye hala bu aşamada bulunmakta!)
2000-2050 Kronik sağlık sunumu

Bilimsel Yaklaşım
“Global Culture of Science”
Akut sorunlardan kronik sorunlara yöneliş,
Yaşlanan nüfusu ön plana alan bir yaklaşım,
Sağlıkta uçurumları azaltmaya yönelik girişimler,
“Emerging and re-emerging” infeksiyon, hastalıklarına yönelik araştırmalar,
Bulaşıcı olmayan “emerging” hastalıkları (obesite gibi) yönetmeye hazırlanma.

Sağlık Politikaları Yönünden Yaklaşım

                                                 Prof.Dr. Erdal H. Akalın

30 Mart 2010 Salı

Klinik Uygulama Rehberleri ve Kanıta Dayalı Tıp

Klinik uygulama rehberleri bir hastalığın, sorunun veya sürecin/işlemin kabul edilmiş yönetiminin kanıta-dayalı özetidir. Klinik uygulama rehberleri bir anlamda belli bir klinik uygulamada klinisyenlere ve hastalara karar verme sürecinde yardımcı olabilecek, sistematik olarak geliştirilmiş, güncel kanıta-dayalı belgelerdir. Uygulama rehberleri “doğru yapılacak işlemi” tanımlar. Performans rehberleri ise “işlemi doğru yapma yolunu” tanımlar.

Rehberler kalite iyileştirme programlarının bir parçasıdır. Sağlık hizmetlerinde kalite günün mesleki bilgileri içinde, kişilere ve topluma verilen sağlık hizmetinde istenilen ve beklenilen sonuçlara ulaşma olarak tanımlanmaktadır. Sağlık hizmetinde kalite yönetimi sağlık hizmetlerini sunarken uygulanan tüm süreçlerin sürekli incelenmesi ve iyileştirilmesi için kullanılan tekniklerin ve yöntemlerin tümünü içerir. Amaç, sunulan hizmetin ve sonuçlarının hastaların ve hasta yakınlarının ihtiyaç ve beklentilerini karşılamasıdır. Sağlık hizmetlerinde kalite ulaşılabilir sağlık hizmetlerinin, etkili, güvenli, maliyet-etkin, hakkaniyete dayalı ve kabul edilebilir bir şekilde sunulduğu zaman sağlanabilir. Bu çerçeve içinde kalite kavramında kullanılan tanımlar ve sonuçlar; ölçülebilir, tüm sağlık hizmetlerini içine alan, tüm topluma ve kişilere uygulanabilen, belli bir amaca yönelik, yararı sonuçların ölçülmesi ile sağlanan, tüm işlemler ile sonuçları birbirine bağlayan, hastaların ve toplumun değerlerine önem veren, teknik, tıbbi ve bilimsel bilgi ile sınırlı ve sürekli değişikliğe uğrayabilen şekilde yorumlanmalıdır.

Klinik Uygulama Rehberlerinin Hazırlanma Amaçları Nedir?

Klinik uygulama rehberlerinin hazırlanmasındaki en önemli nedenler şunlardır;
a. Sağlık hizmeti kalitesini yükseltmek,
b. Gereksiz, etkinliği kanıtlanmamış veya zararlı olabilecek klinik uygulamaları azaltmak, ve
c.Hastaların tedavisini en yararlı şekilde, en az risk ile ve kabul edilebilir ekonomik yükle sağlayabilmek.

Rehberler, hastaların uygun tedaviyi o gün için geçerli olan bilimsel kanıta ve geniş bir fikir birliğine dayanarak almasına yardım ederler. Klinik uygulamalardaki farklılıklar sağlık hizmetlerinde kaliteyi etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. Uygun olmayan gereksiz hastaneye yatışlar, tıbbi tedavi ve cerrahi girişimler sağlık hizmetinde kalitenin yeterli olmamasının en önemli indikatörleridir. Klinik uygulamalardaki farklılıkları azaltmak ve sağlık hizmetinde alınan sonuçların beklentilere yakın olmasını sağlamak için kullanılan en önemli yöntemlerden birisi klinik uygulama rehberlerinin geliştirilmesi ve uygulanmasıdır. Bunlara ek olarak, rehberler, gereksiz hasta sevklerinin engellenmesinde yardımcı olabilirler. Kaynakların daha rasyonel kullanılmasını sağlayabilirler. Sürekli tıp eğitiminin bir parçası olarak kabul edilmelidirler. Bilimsel gelişmeyi stimüle ederler, gelecekte yapılması gereken araştırmalara ışık tutarlar.

devamı...    
Dr. H. Erdal Akalın

25 Mart 2010 Perşembe

Enfeksiyon Hastalıkları ve İnovasyon

Dr. H. Erdal Akalın

Tıpta inovasyon “hastaları tedavi edebilmek için yeni ve daha iyi tedavilerin bulunması ve uygulamasıdır” şeklinde tanımlanabilir. İnovasyon sadece yeni ilaç veya yeni tanı yöntemleri bulmak olarak kabul edilmemelidir.

Tıpta inovasyon;
1.Hasta merkezli sağlık sunumu (en önemli olan konu, amaç, verilen sağlık hizmeti kalitesini iyileştirme, daha iyi klinik sonuçlara ulaşma, daha güvenilir ve verimli sağlık hizmeti sunma),
2.Bilimsel yeni buluşlar (amaç, yeni ve gerekli ilaç, aşı, cerrahi uygulama, tanı yöntemi, medical araç, informasyon teknolojisi, v.b. bulmak),
3.Tıp eğitiminde yeni ve daha iyi uygulamalar (amaç, en iyi adayları bularak geleceğin liderlerini hazırlamak),
4.Toplum ve sağlık politikalarında yeni reformlar (amaç güvenilir ve etkileyici liderlerin önderliğinde toplumun sağlık kalitesini iyileştirmek) başlıkları altında toplanabilir.

DEVAMI

10 Mart 2010 Çarşamba

Sağlık Hizmeti Sunumunun Ana Hedefleri

Performans Değerlendirmesi 
Prof. Dr. H. Erdal Akalın

Sağlık Hizmeti Sunumunun Ana Hedefleri
• Herkese gerekli ve uygun sağlık hizmetini sunmak (ulaşılabilirlik),
• İsrafı önlemek ve ihtiyaç duyulan hizmeti verimli bir şekilde sunmak (maliyet),
• Verilen hizmetin her düzeyde kalitesini iyileştirmek ve farklılıkları azaltmak (kalite).
Hasta güvenliği ihlalleri ABD’de yılda 100,000 den fazla hastanın ölümüne neden olmaktadır (Gurwitz et al.,2000, 2003; IOM, 2000)
• Ortalama olarak, önerilen tedaviyi alan hasta oranı %55 olarak bulunmaktadır (McGlynn et al., 2003).
• Sağlık harcamalarının yüksek olduğu bölgelerle, düşük olan bölgeler arasında verilen hizmetin kalitesi ve hasta güvenliği yönlerinden hiç bir fark bulunmamıştır (Fisher et al., 2003, 2004).
The Rising Tide of Pay for Performance, National Committee for Quality Health Care, 2006

Standart-altı sağlık hizmeti sunumu 
• RAND grubunun yayınladığı çalışma, uzmanlarca geliştirilen 439 kalite indikatörüne göre yapılan analizde hastaların ancak %54.9’unun önerilen sağlık hizmetini aldığını ortaya koymuştur. 
• Bu sağlık hizmetleri koruyucu, akut ve kronik bakım süreçlerinin hepsini içermektedir.
McGlynn, Asch, Adamas, et al. The quality of health care delivered adults in The United States. N Engl J Med 2003; 348:2635-45.

The State of Health Care Quality: 2003
HEDIS Effectiveness of Care Measures
• Cholesterol management-control 45-61%
• Diabetes care-HbA1c testing 75-82%
• Diabetes care-Lipid control 36-55%
• Diabetes care-Monitoring nephropathy 36-52%
• Controlling high blood pressure 39-58%
• Beta-blocker after heart attack 85-93%
National Committee for Quality Assurance, September 18, 2003

Kalite/Performans Sonuçları-ABD
• Yetişkinlerde koruyucu tıp uygulamaları- %49
• Çocuklarda 5 ana aşı uygulaması- %79
• Çocuklarda medikal ve dental tarama- %59
• Gerekli mental sağlık hizmeti ve tedavisi- %47-59
• Kronik hastalık kontrolü-
– HbA1c <9% - %74
– Kan basıncı kontrolü <140/90 mmHg - %29
• Hastaneye yatan hastalarda AMI, CHF ve pnömoni için önerilen tedavinin uygulanması - %84 (75-91)
Health Affairs, September 2006

Kaliteli Sağlık Hizmeti: Yol Haritası
• ABD’de sunulan sağlık hizmetinin, genel olarak, beklenilenden daha kötü olduğu görülmektedir.
• Her ne kadar kalite iyileştirme konusunda önemli adımlar atılmış olsa da, bugünkü ücretlendirme sistemi içerisinde bu adımların başarılı olması çok sınırlı olacaktır.
• Bugünkü ücretlendirme sistemi klinik kalite, hastaodaklılık ve verimlilik gibi verilen hizmetin “değer”ini ölçememektedir.
• Bu nedenle kanıta dayalı bir performans sisteminin kurulması ve ücretlendirmede esas alınması gerekmektedir.
Pathways to Quality Health Care, Rewarding Provider Performance, I of Medicine, 2007

Performans Nedir?
• Belirlenmiş standart ölçümlere göre, verilen sağlık hizmetinin kıyaslanmasıdır. Klinik sonuçların beklenilen standartları ile elde edilen kişisel (hekim) veya kurumsal veriler karşılaştırılarak değerlendirme yapılır.
• Çoğu performans değerlendirme programı hasta güvenliği, klinik etkinlik ve hasta-odaklılık ile ilgili ölçümlerle değerlendirilir.
• IOM’in (2001) kalite öncelikleri/hedefleri: hasta güvenliği, klinik etkinlik, hasta-odaklılık, zamanında hizmet, verimlilik ve eşitlik.

Performans Değerlendirmesi
• Klinik Kalite (klinik sonuçlar)
• Hasta merkezlilik
• Verimlilik

Önerilen Kalite ve Performans Ölçüm Alanları
Ayaktan tedavi: Klinik Kalite: Koruyucu önlemler (7), koroner kalp hastalığı (3), kalp yetmezliği (2), diabet (6), astım (2), depresyon (2), prenatal bakım (2), fazla kullanım veya yanlış kullanım ile ilgili (2) – Hasta Merkezlilik: Ulaşılabilirlik, iletişim, ihtiyaca cevap alma, sağlık eğitimi, ortak karar verme, klinik hikayeyi bilme, diğer sağlık çalışanlarının iletişimi
Akut bakım: Klinik Kalite: Akut koroner sendrom (7), kalp yetmezliği (3), pnömoni (6), sigara bırakma (3), cerrahi infeksiyon kontrol (3) – Süreçler: Kompüterize ilaç order sistemi, yoğun bakımda uzman, kanıta-dayalı sevk – Hasta Merkezlilik: Hasta-hekim iletişimi, hasta-hemşire iletişimi, sağlık çalışanlarının ilgisi, çevre temizliği ve gürültü düzeyi, ağrı kontrolü, ilaçlarla ilgili iletişim, taburcu bilgilendirmesi
Pathways to Quality Health Care, Rewarding Provider Performance, I of Medicine, 2007

Kanıta Dayalı Tıp
Uygulamalar
• Temel bilimlerde Kanıta Dayalı Tıp
• Klinik uygulamalarda Kanıta Dayalı Tıp
• Sağlık hizmeti sunumunda Kanıta Dayalı Tıp
M. Mäkelä, Evidence based medicine in infectious diseases, ECCMID, 2005

Sağlık Hizmeti Sunumunda Kanıta Dayalı Tıp
• Kritik/klinik patikalar (critical-care pathways)
• Klinik uygulama rehberleri (guidelines)
• Formüler hazırlama ve ilaç kullanım izleme çalışmaları (drug remuneration)
M. Mäkelä, Evidence based medicine in infectious diseases, ECCMID, 2005

Klinik uygulamalardaki farklılıkları azaltmak ve doğru bilgi edinebilmek için girişimler
• Klinik uygulama rehberleri
• Sonuçların değerlendirilmesi (outcomes measurement)
• Randomize klinik çalışmalar ve geleneksel klinik araştırmalar

Klinik uygulama rehberleri
• Belli bir klinik uygulamada klinisyene ve hastasına karar verme sürecinde yardımcı olabilecek sistematik olarak geliştirilmiş belgelerdir.
• Uygulama rehberleri “doğru yapılacak işlemi” tanımlar.
• Performans rehberleri ise “işlemi doğru yapma yolunu” tanımlar.

Performansa Dayalı Ücretlendirme (P4P)
• İnsanları mutlu etme (patient satisfaction; the production of human happiness)
• Daha sağlıklı kılma (health outcomes; the production of better health)
• Sağlık sistemi süreçlerine/proseslerine uyum (evidencebased practice guidelines; the nature of the health-care production process)
• Sağlık hizmeti üretiminde kullanılan alt yapının kalitesi (the quality of the inputs used in the production of health care and structure )
Uwe E Reinhardt, Paying the providers of health care: Rewarding superior quality. International Symposium: Toward an equitable, efficient, and high quality National Health Insurance, March 18-19, 2005, Taiwan

yazının diğer başlıkları
From Health Care Inputs to the Quality of Life
Performansa Dayalı Ücretlendirme
P4P
En Sık Kullanılan Ölçümler-NCQHC 2006
Uygulamalar- ABD
Michigan Health and Hospital Association Center for Patient Safety and Quality (Keystone Center), Johns Hopkins University
Keystone: ICU Sonuçlar
The Facts at BIDMC We’re putting ourselves under a microscope!
Cleveland Clinic Quality Report-2006-2007
Cleveland Clinic High Risk Treatment Volumes
Sonuç

3 Mart 2010 Çarşamba

SAĞLIKTA KALİTEYİ ARAMAK

Diyelim ki, en çok sevdiğiniz insanın önemli, ciddi gibi gözüken tıbbi bir sorunu var. Acil bir durum gibi gözükmüyor, birkaç gün sorup soruşturacak, araştıracak zamanınız da var. Doğal olarak “en iyi, en kaliteli” sağlık kurumuna götürmek istiyorsunuz. Herkesin bir fikri var. Ama kimsenin verisi yok. İşiniz çok zor.

Aslında ne arzu ettiğiniz çok açık: Sevdiğiniz insana doğru tanı konması, doğru tedavi seçeneğinin önerilmesi, bunun hatasız, hızlı, uygar ve insanca bir ortamda gerçekleştirilmesi, bilginin anlaşılır bir şekilde paylaşılması, kaygıların giderilmesi, gerek duyduğunuz zaman sağlık kurumuna ve açıklayıcı ek önerilere kolayca ulaşabilmeniz ve bütün bunların ücretsiz ya da kabul edilebilir bir maliyetle gerçekleştirilmesi. Görüldüğü gibi çok basit; hiç değilse kuramsal olarak... Ama, nasıl bulacaksınız bu kurumu?

En büyük, en yakın, adı en çok duyulan, üniversite ya da özel hastane mi acaba sizin yakınınız için uygun, yoksa çok uzaklarda, zor randevu alınan kurum mu doğru adres? Küçük bir samimi ortam olsa mı daha iyi? Ya da yurtdışına mı gitmeli? Hangi hekime götüreceksiniz: televizyonda ya da gazetede geçen gün beyanat vermiş olana mı, yoksa, üniversitedeki asık suratlı, konuşmayan ve hastanın yüzünü görmediğini söyledikleri ünlü profesör cerraha mı ya da komşunun kızını götürdükleri ve öve öve bitirmedikleri güler yüzlü doktora mı? Ya da başka tür sorunlar için hep gittiğiniz ve sizi tanıyan bir hekime mi?

Hangi özelliklere dikkat etmenizi gerektiğine bakmadan önce, sağlık süreçlerinde “kalite” ile ne anlamamız gerektiğini gözden geçirelim. Sağlıkta kaliteyi akademik anlamda “hasta ve yakınlarının kaygılarına yanıt veren insanca yaklaşım içerisinde hastanın tam ya da anlamlı derecede iyileşmesi, ağrının giderilmesi, tümörün çıkarılması gibi hedeflenen tıbbi sonuçları elde etmeyi ve bunları harcanan paranın gerçek karşılığını elde ederek sağlayan gerekli tıbbi ve yönetimsel süreçler” olarak tanımlıyoruz.

Sağlıkta kalitenin dikkate alınması gereken üç boyutu var:
İlki, hedeflenen tıbbi sonuçların elde edilmesi: doğru tanı, doğru tedavi, teknik mükemmellik, profesyonellerin beceri ve yetkinliği, tanı ve tedavi ekipmanının uygunluğu, prosedürlerin varlığı ve bunların uygulanması gibi.

İkincisi hasta, yakınları ve toplumun deneyimi: bireysel, sübjektif izlenimler, akılda kalanlar, duygular ve insan ilişkileri boyutu, hasta gereksinmelerine ve kaygılarına odaklanma, hizmet sunumu biçimi, bilgi, iletişim ve eğitime verilen önem, fiziksel konforun niteliği, duygusal destek, korku ve kaygıların azaltılması, aile ve arkadaşların tedavi sürecine katılımına olanak sağlayabilecek unsurlarda duyarlı olunması gibi.

Üçüncüsü, etkililik ve verimlilik: 
Prof. Dr. Metin Çakmakçı

26 Şubat 2010 Cuma

Sağlık Hizmetlerinde Kalite: Temel kavramlar, sorunlar ve çözüm yolları

Sağlık hizmetlerinde kalitenin iyileştirilmesi gelişmiş ülkelerin gündemlerinin en ön sırasını almıştır. Bunun en büyük nedenleri arasında tıbbi bakımda farklılıkların (variasyonların) ve tıbbi hataların çok sık olması gelmektedir. Özellikle tıbbi hata görülme sıklığının sağlık endüstrisinde diğer sektörlerden çok daha fazla oluşu konunun önemini daha da arttırmaktadır.

Sağlık hizmetlerinde kalite iyileştirme konusuna değinilince konunun tanımı, önemli nedenleri, değişim, ulusal kalite hareketi gibi kavramları tartışmak gerekir.

İngiltere’de “National Health Service” sağlık hizmetinde kalite için şu tanımı kullanmaktadır: “…doing the right things to the right people at the right time, and doing things right-first time” “..doğru işleri doğru kişilere doğru zamanda uygulamak, ve ilk defasında doğru yapmak” (1). Amerika Birleşik Devletleri’nde ise, “Institute of Medicine” tıbbi bakımda kaliteyi şu şekilde tanımlamaktadır: “The degree to which health services for individiuals or populations increase the likelihood of desired health outcomes and are consistent with current knowledge” “bugünkü bilgilere uygun olarak, kişilerin veya toplumun sağlık hizmetleri düzeyini arzu edilen sağlık sonuçlarına ulaştırmak” (2). Bu tanım içinde kalite kavramının; ölçülebilir, tüm sağlık hizmetlerini içine alan, kişilere ve topluma uygulanabilen, belli bir amaca yönelik, verilen hizmetin yararının sonuçların ölçülebilmesi ile sağlanabilen, işlemlerle sonuçları birbirine bağlayan, hastaların ve toplumun değerlerine önem veren, teknik, mekanik ve bilimsel bilgi ile sınırlı ve sürekli değişikliğe uğrayan bir yapı içinde olması gerekmektedir.

Sağlık hizmetlerinde kalite üç temel direk üzerinde oturur. Donabedian’ın 1980 yılında tanımladığı bu direkler şunlardır (3):
DEVAMI
Prof. Dr. Erdal H. Akalın

23 Şubat 2010 Salı

Nasıl bir sağlık hizmeti?

Son yıllarda tüm dünyada “sağlık hizmetlerinde değişimden” bahsedilmekte. Dünya Sağlık Örgütü raporları, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bazı bağımsız kurumlar (Institute of Medicine gibi) ve İngiltere’deki devlet kurumları (NICE gibi) sağlık hizmetlerinde değişimi dikkati çekmekte ve çok önemli raporlar yayınlamaktadırlar. Bu raporların hemen hepsinde bazı ortak noktalar dikkati çekmektedir. Ülkemizde de sağlık hizmetleri sunumu ile ilgili çeşitli kuruluşlar ciddi bazı çalışmalar yapmış ve yapmaktadırlar. Tüm dünyada sağlık hizmetlerinde değişim kaçınılmaz bir hale gelmiştir ve mutlaka köklü değişiklikler olacaktır.

Küresel olarak değerlendirildiği zaman sağlık hizmetinde üç ana amacın olması gerektiği ortaya çıkmaktadır:
1. Herkese gerekli ve uygun hizmeti sunmak,
2. İsrafı elimine etmek ve gerekli hizmeti daha etkin sunmak,
3. Kalite düzeyini iyileştirmek ve klinik uygulamalardaki farklılıkları (variation) azaltmak.

Ekonomik kavramlar içerisinde her zaman hatırlanması gereken sözlerden birisi “istekler sınırsız, ancak kaynaklar sınırlıdır” deyişidir. Bu nedenle sağlık hizmeti sunanların ve bu hizmeti ödeyenlerin (devlet, sigorta kurumları, işveren, v.b.) herkese gerekli ve uygun olan sağlık hizmetini belirlemesi ve bunun sunulmasını sağlaması gerekir. Sağlık hizmeti kullanımında “fazla kullanım, az kullanım ve yanlış kullanım” en sık karşılaşılan kullanım şekilleridir. Bunların hepsi de sonuç olarak sağlık hizmeti harcamalarında israfa yol açar. Amaç israfı en aza indirmek ve verilmesi gerekli hizmeti en etkin şekilde sunmaktır. Sağlık hizmetlerinde maliyeti ve verilen hizmetin kalitesini etkileyen en önemli faktör, klinik uygulamalardaki farklılıklardır. Hizmet sunumunun belli bir standartta olması hem maliyetteki hem de kalitedeki farklılıkları en aza indirecektir.

19 Şubat 2010 Cuma

21. Yüzyıl Sağlık Sistemine Doğru: Sağlık Reformu için Öneriler

Uygulanmakta olan ücret sisteminden "hakediş-fee-for service" vazgeçilip, kalite ve verimlilik öncelikli ve hasta sonuçlarını ölçen ve değerlendiren bir ücretlendirme sistemine geçilmelidir. 
 
Bağımsız bir ilaç, tıbbı cihaz ve teknoloji kurumu kurulmalıdır.
 
Organizasyonel inovasyon, sağlık sunumunda koordinasyon teşvik edilmeli, finansal ve idari fonksiyonlar basitleştirilmelidir. 

Enformasyon teknolojisi sağlık hizmetlerinin merkezinde yer almalı, ulusal standartlar belirlenmelidir. 

Ulusal sağlık veri ambarı geliştirilmeli, bu veriler klinik uygulamalar, hasta sonuçları ve maliyeti içermelidir.

Sağlık sigorta sisteminin yaygın ve birbirini desteleyecek şekilde geliştirilmesi gerekmektedir. 

Optimal sağlık paketini belirleyecek, tüm paydaşların içinde bulunduğu bağımsız bir kurul olmalıdır.

15 Şubat 2010 Pazartesi

Sağlığın Ekonomik Kaynakları ve Etik

Prof. Dr. H. Erdal Akalın
“One of the clearest messages from the literature is that health and wealth are mutually determined”. Angus Deaton

Fakir insanlar zengin insanlardan daha fazla hasta olurlar ve daha genç yaşta ölürler, mortalite ve morbidite oranları kişilerin sosyoekonomik durumları ile ters orantılıdır (1). Yapılan çalışmalar mortalite ile gelir, eğitim, meslek, ırk ve yaşanan çevre arasında önemli bir ilişki olduğunu göstermiştir (2). Yıllık aile geliri 5.000 dolar ve altında olan kişilerin beklenen yaşam süresinin, yıllık aile geliri 50.000 dolar ve üzerinde olan kişilerden %25 daha kısa olduğu saptanmıştır (3). Bütün bu veriler sağlık ile sosyoekonomik faktörler arasında sıkı bir korelasyon olduğunu göstermektedir.

Sağlık ile gelir arasındaki ilişki “gradient” olarak tanımlanmaktadır. Sağlık, gelir düzeyinin yükselmesi ile iyileşmektedir (1). The National Longitudinal Mortality Study (NLMS) mortalite ile zenginlik, sosyal statü ve hiyerarşik düzendeki yer arasında ilişki olduğunu göstermiştir (4,5).

Yaşam süresi ile ırk ve yaşanılan çevre arasında da önemli bir ilişki vardır.

DEVAMI

5 Şubat 2010 Cuma

Yaşlanan Nüfus ve Sağlık Sorunları

Prof. Dr. H. Erdal Akalın
Amerika Birleşik Devletleri Sayım Bürosu’nun (U.S. Census Bureau) 20 Temmuz 2009 tarihinde yayınladığı rapora göre, dünyada yaşlı nüfus bugüne kadar görülmemiş bir hızla büyümektedir ve yakın bir gelecekte genç nüfusu geçecektir. Tüm dünyada 65 yaş ve üstü popülasyon 2008 yılı ortalarında 506 milyon olarak hesaplanmıştır, bu sayı 2040 yılında iki katına çıkarak 1.3 milyar olacaktır. Bu rakam tüm dünya nüfusunun %14’ünü temsil edecektir. Rapora göre 2008 ile 2040 arasında pek çok ülkede 80 yaş ve üstü nüfus %233 artış göstererek, toplam popülasyonun en hızlı büyüyen bölümü olacaktır.

Yaşlanan nüfus hem zengin hem fakir, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümesini ciddi bir şekllde yavaşlatacaktır. Sosyal güvenlik ödemelerinde, sağlık harcamalarının karşılanmasında güçlükler ortaya çıkacak, kamu harcamalarının yeniden yapılanması gerekecektir.

Avrupa Birliği’nin 2006’da yayınladığı rapora göre bugün her yaşlı (65+ yaş) kişi için 4 Avrupalı çalışmakta iken, bu sayı 2050 yılında 2 olacaktır. Bu da kamu harcamalarında özellikle soyal sigorta ve sağlık harcamalarında ciddi sorunlara yol açacaktır. Bu rapora göre 2030 yılında Avrupa Birliğinin büyüme hızı yarı yarıya azalmış olacaktır. Çalışan nüfus (15-64 yaş) 2010 yılından itibaren azalmaya başlarken, 2060 yılında %15 oranında bir düşme gösterecektir. Buna karşılık 65+ yaş grubu 2008 yılında 85 milyon iken, 2060 yılında 151 milyona ulaşması beklenmektedir. Bu grubun içinde yer alan 80+ ileri yaşlı kişi sayısı ise aynı yıllarda 22 milyondan 61 milyona çıkacaktır.

15 Ocak 2010 Cuma

Ekonomik Değerlendirme Yöntemleri

Tüm sağlık sistemlerinde hizmetler sağlığa ayrılan bütçe doğrultusunda ve sınırlı kaynaklar dahilinde sunulmasına rağmen, toplumun sağlık hizmetlerine olan talebinin sınırsız olduğu varsayılır. Diğer bir deyişle, en gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere hiç bir ülkenin kaynakları, nüfusunun tüm sağlık gereksinimlerini sağlamaya yeterli değildir. Özellikle son yıllarda artan sağlık harcamaları ve yeni geliştirilen yüksek maliyetli sağlık teknolojilerinin getirdiği ekonomik yük, birçok ülkeyi ulusal sağlık programlarının önceliklendirilmesi ve sağlık sunum paketlerinin belirlenmesi sürecinde şeffaf ve güvenilir bilimsel yöntemler geliştirip uygulamaya yönlendirmiştir. Bu çerçevede, ekonomik değerlendirme yöntemleri birçok gelişmiş ülkedeki sağlık sisteminde, karar verme mekanizmalarında son on yıldır yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin, uygun yöntemler kullanılarak maliyet-yararlılığı kanıtlanmamış yeni tedaviler, etkililikleri kanıtlanmış olsa bile, sağlık sistemleri tarafından hizmet sunum kapsamına alınmamaktadır.

Ekonomik değerlendirme yöntemleri, kaynak kullanımında birbiriyle yarışan sağlık hizmeti seçeneklerinin (tanı, tedavi, organizasyon şeması, vs) hem maliyet hem de sonuçlarını dikkate alarak, birbirleriyle karşılaştırmalı olarak değer-lendirilmesini olası kılan yöntemsel bir çerçeve sunmaktadır.

DEVAMI

Doç. Dr. Doğan Fidan - Sanofi-Aventis, Fransa